SES Türkiye için İstanbul'dan Anna Wood'un haberi -- 14/05/12
Türkiye'deki vegan ve vejetaryenlerin sayısı yavaş yavaş da olsa artarken, bu beslenme biçimini benimseyenlere hizmet veren işletmelerin sayısında da artış gözlemleniyor.
Türk mutfağının lezzetleri, yurtdışında da yoğun olarak tüketiliyor. Dünyanın dört bir yanındaki restoran ve pastaneler, müşterilerine baharatlı kebaplar, çeşit çeşit börekler ve baklavalar sunuyor. Ancak genel olarak büyük beğeni toplayan geleneksel Türk yemeklerinin, veganları bir kenara bırakın, vejetaryenler için dahi pek cazip olduğu söylenemez.
İstanbul'da vejetaryen kültürünün merkezi kabul edilen Beyoğlu'nda, sadece bu beslenme tarzına özel menüler sunan ve hem Türk mutfağının hem de uluslararası mutfakların lezzetlerini bir araya getiren birçok restoran mevcut.
İstanbul'da vejetaryen kültürünün merkezi kabul edilen Beyoğlu'nda, sadece bu beslenme tarzına özel menüler sunan ve hem Türk mutfağının hem de uluslararası mutfakların lezzetlerini bir araya getiren birçok restoran mevcut.
Bununla birlikte, Türkiye'de sayıları giderek artan, küçük ama kararlı bir vejetaryen ve vegan topluluğu var.
Nitekim İstanbul'da tamamen vejetaryen ve organik ürünler satan Ecolife mağazasının kurucusu Tarkan Aparı da, vejetaryen/vegan yaşam kültürünün giderek yayıldığını ifade ediyor.
"Böylesine büyük bir şehirde vejetaryen/vegan sayısı büyük rakamlara ulaşamadı henüz. Ancak pek çok kişi artık vejetaryen ya da vegan dediğinizde nasıl bir hayat tarzını benimsediğinizden iyi kötü haberdar."
Bugün gelinen nokta, mütevazı bir başarı kabul edilebilir belki ama durum hep böyle değilmiş. 'Vejetaryen' ve 'vegan' terimleri, bilgili insanlar tarafından bile karıştırılabiliyor. Vejetaryenler hayvan eti yemezken, veganlar yumurtadan, deri cekete ve bala kadar hiçbir hayvansal ürünü tüketmiyor ya da kullanmıyor.
Vegankedi adlı blogun kurucusu, aktivist Yasemin Avdar, 14 yaşındayken vejetaryen olmaya karar verdiğinde annesi çok endişelenmiş.
"Annem bunun bir hastalık olduğunu sandığı için (yaşım da küçük olduğundan sanırım) vejetaryen olmaya karar verdiğimde öleceğimi sandı," diye anlatıyor o günleri Avdar.
Avdar, vejetaryen beslenmeden dolayı hastalanmayıp normal bir şekilde gelişimini tamamlayınca, ailesi ve arkadaşları da duruma saygı gösterip, yemeklerine gizlice et karıştırmaya çalışmaktan vazgeçmiş.
15 yıl önce vejetaryen olma kararı aldığında vejetaryen ya da vegan beslenen hiç kimseyi tanımadığını belirten Tarkan Aparı, bundan beş yıl önce veganlığa geçtiğinde ise artık ülkedeki durumun eskiye göre biraz daha farklı bir noktaya gelmiş olduğuna değiniyor.
Ecolife ve sağlıklı gıda satan benzer dükkanlarda organik ve vejetaryen ürünlerin bulunabilmesine ilaveten, sadece vejetaryen menüler sunan ya da menülerine vejetaryen tarifler de ekleyen restoranlar da açılıyor.
İstanbul'da vejetaryen kültürünün merkezi kabul edilen Beyoğlu'nda, sadece bu beslenme tarzına özel menüler sunan ve hem Türk mutfağının hem de uluslararası mutfakların lezzetlerini bir araya getiren Parsifal ve Zencefil gibi pek çok restoran mevcut.
Aparı'ya göre bu tür restoranların açılışına vesile olan unsur, gelişmekte olan bu pazardaki talep artışı.
Aparı, "Vejetaryen/vegan yaşam tarzını benimsemiş kişileri ve hatta hayvansal ürünler tüketenleri de misafir eden cafe ve restoran sayısında bir artış oldu son yıllarda," diye özetliyor genel tabloyu.
Türkiye'deki vejetaryen ve vegan sayısının giderek artması ve yanı sıra turistlerden ve burada yaşayan yabancılardan da bu yönde istek gelmesi de talep artışında etkili olan unsurlar. Artık pek çok popüler restoran, menülerindeki etsiz yemek seçeneklerini artırma yoluna gidiyor. Bu noktada da doğal olarak klasik Türk mutfağının mezeleri ve zeytinyağlıları ön plana çıkıyor. Az sayıdaki bazı işletmelerin menülerinde ise tofu ve kinoa pirinci kullanılan tariflere de rastlamak mümkün.
Kısa bir süre önce İstanbul'a taşınan ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde müzik ve beste dersi veren Adam Roberts, katı bir lakto-vejetaryen (hayvansal kaynaklı besinlerden sadece süt ve süt ürünlerini tüketen vejetaryenler) olarak burada kolaylıkla yaşamını sürdürebildiğini söylüyor.
SES Türkiye'ye konuşan Roberts, "Türk mutfağında leziz bir sürü vejetaryen seçenek mevcut. Özellikle mezeler ve etsiz çiğ köfte favorim," diyor.
"Kokoreçin de tofulu versiyonunu yaparlarsa tamamdır," diye de espri yapıyor.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi, Türkiye'deki vejetaryen ve veganların da et tüketimi ve hayvansal ürünlerden kaçınma nedenleri kişisel. Örneğin Tarkan Aparı'nın tercihini şekillendiren, hayvanlara duyduğu sevgi ve alternatif, sağlıklı bir yaşam tarzına yönelik ilgisi olmuş.
Küçükken tanık olduğu Kurban Bayramı manzaraları yüzünden dehşete kapılan Yasemin Avdar ise, o gün bugündür kararlı bir hayvan hakları savunucusu. Dolayısıyla da Türkiye'deki değişim sürecinin hızı ve insanların vejetaryen/vegan hareketiyle ilgili kararlılığı konusuna kayıtsız kalamıyor.
"Veganlık gelip geçici bir heves, bir trend gibi algılanıp içi boşaltılmadan, yaşam tarzı olarak benimsenip içselleştirilirse, bu alanda gelişme sağlanabilir diye düşünüyorum."